24 Şubat 2011 Perşembe

GELENEKSEL TATLIMIZ LOKUMUMUZ:)




Lokum gibi desem gülümsersiniz hemen bilirim… Bazen hoşlandığımız kişi ya da eşyalara atfen söylediğimiz deyimdeki lokum.Tadını bilen herkeste aynı izlenimi bırakır. Dünyada ünlü Türk Lokumu “Turkish Delight” olarak tanınan şekerlememiz. Dostlarınıza götürebileceğiniz harika ve tatlı bir hediye…
Ama biliyor musunuz bu ününü bizim sayemizde değil bir İngiliz gezgini aracılığıyla elde etmiştir. Lokumun tarihçesine kısaca değinirsek;


Osmanlıca “rahat ul-hulküm” yani boğaz rahatlatan kelimesinden türetilmiş. Lokum yaklaşık 15. yüzyıldan beri Anadolu’da bilinmekle birlikte, özellikle 17. yüzyılda Osmanlı imparatorluğu sınırları içinde yaygınlaştı. Lokumun ilk üreticilerinden sayılan Hacı Bekir Efendi 1777 senesinde Kastamonu’dan İstanbul’ a gelerek Bahçekapı’ da açtığı dükkânda lokum vb. gıda maddelerini üretmeye başladı. İki asırdan bu yana lokum üretimini başarıyla gerçekleştiren Hacı Bekir devrin padişahı tarafından da Nişan-ı Ali Osmanî ile taltif edilmiş ve sarayın şekercibaşısı olarak hizmet etti. Osmanlı’da yaygınlaşan lokum, Avrupa’da bir İngiliz seyyah vasıtasıyla ” Turkish Delight ” adıyla 18. yüzyılda tanınmaya başladı.

Daha önceleri bal ya da pekmez ve un bileşimi ile yapılan lokumun 17. yüzyılda ‘kelle şekeri’ olarak bilinen rafine şeker ile özellikle nişastanın bulunup ülkeye getirilmesiyle yapımı ve lezzeti de değişti. Lokum; su, şeker ve nişastanın kaynatılması ile bir karışım elde edilir. Bu belirli bir kıvama erişince kazandan alınıp soğutulur. Bir miktar örnek parmaklar arasında yuvarlanıp parmaklar açıldığında örnek iki parmağa birden yapışıp uzamadığı, şeklini koruyarak parmaklardan birinde kaldığı zaman kıvamını almış olur. Sonra ateşten indirilip nişastalı tahta tablalara dökülür. 12 – 24 saat tablalarda bekletilip dinlendirilir. Üzerine hindistan cevizi ya da pudra şekeri ve nişasta karışımı dökülerek, mermer tezgahlar üzerinde, istenen büyüklük ve şekilde kesilir. Lokumun; sade, fındıklı, Antep fıstıklı, cevizli, bademli, Hindistan cevizli, portakallı, gül yapraklı, çilekli, limonlu, naneli, vanilyalı, zencefilli ve daha pek çok çeşidi bulunmaktadır. Safranbolu lokumu bir hayli ünlü olsa da ülkemizde birçok yerde üretilmektedir. Son yıllarda Manisa’da mesir macunlusu dahi üretiliyor artık.Türkiye’de yüzyıllardır severek tüketilen lokumun, Narnia Günlükleri filmi ile dünyadaki popülaritesi iyice artmıştır. Osmanlı dönemlerinde önce Balkanlara oradan da Avrupa’nın diğer bölümlerine ulaşan lokum, Winston Churchill ve Napolyon gibi bazı dünya liderlerinin de en sevdiği yiyecekler arasındaydı. Hatta Picasso’nun da lokumu konsantrasyon aracı olarak kullandığı Avrupa basını tarafından yazılmıştır. Yunanistan’ın, lokumun kendi buluşları olduğuna dair iddialarına da yer veren gazeteler ünlü yazar Dickens’in kitabında da Türk lokumundan bahsedildiğini kaydetmiştir. Bizim yıllardır tanıtımını yeterince yapamadığımız Türk lokumu Disney filmleri sayesinde bir anda dünya gündemine oturuvermiştir. 2008 yılında, ABD’li ünlü pop star Madonna’nın “Hard Candy” albümünde bulunan ‘Candy Shop’ şarkısının “I’ve got Turkish delight baby and so much more…” (Bende Türk lokumu ve dahası var bebeğim…) dizelerinde de geçmektedir. Hep deriz ya yabancılar bizi bizden iyi tanıyorlar. Hal böyle olunca haklı bir söz zannımca… Üstelik günümüz çocuklarının çok sevdiği jelibon şekerleme de lokumdan esinlenilerek yapılmıştır.
 Oysa lokum, yüzyıllardır bizim kültürümüzde yaşayan nefis Türk tatlılarından sadece biridir.
Halk hekimliğinde de lokum sıkça karşımıza çıkar. Sünnet olan çocuklar acısını hissetmesin diye ağızlarına bir lokum verdin mi işte narkoz. Anadolu’ da hala yara ve çıbana tedavi amaçlı sarıldığı da bilinmektedir. Bir dostum bir gün böbrek taşı ağrım var dediğimde bana sen çok lokum yemelisin demişti. Bende espri olsun diye lokum gibi olayım diye mi demiştim. Araştırdım, tedavi edici özelliği olmasa da gerçekten sade lokum böbrek hastalarına tavsiye edilen bir besinmiş.



Şimdiler de tahtına çikolata oturmuş olsa da lokumun geleneksel kültürümüzde her zaman yeri ayrı olmuştur. Eskiden bir damat adayı müstakbel gelin ailesinin evine, elinde bir kutu lokumla giderdi. Üstelik zenginliği ölçüsünde ‘’ lokumluk ‘’ denilen kah gümüş tepside kah bir İznik çinisi kasede, kesme kristal cam kapta ya da bakır sahan ( tabak ) içerisinde götürmek adettendi. Konuklara ikram edilen kahveleri de az tatlandırmamıştır hani… Günümüzde sade, orta ve şekerli olarak içilen Türk Kahvesi, geçmiş zamanlarda sade (şekersiz) olarak içilir, yanında kahve bitene kadar emilmek için ikram edilen damla sakızlı lokum ile kahve zevki katlanırdı.


Hepimizin bildiği bir şarkıdır. ‘’ Üsküdar’ a gider iken bir mendil buldum, mendilimin içine de lokum doldurdum, kâtibimi arar iken yanımda buldum.‘’ Büyüklerimiz anlatır; bayramlarda verilen mendilin içinde lokum varsa çocukların neşesi birbaşkaymış.

Hele hele rüyanızda lokum gördüyseniz şanslısınız. Rüyasında lokum yediğini gören kısa sürede sevinçli bir haber alır, bir paket alanın istediği gibi bir hayatı olur, ikram eden kimse ise başkalarını sevindirir diyor tabirciler.
Eh daha ne olsun ‘’ lokum gibi ‘’ güzel günler sizin olsun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder