18 Şubat 2011 Cuma

ŞİMDİ DE KAKAO'NUN HİKAYESİNE BİR BAKALIM İSTERSENİZ..



Kakao ağacını doğal yetişme alanları And Dağları'nın etekleri ile Amazon ve Orinoco ırmaklarının havzalarının 200-400 m yakınlarındaki yükseltilerdir. Orta Amerika'ya Mayalar tarafından getirildiği sanılmaktadır. Ilık iklimlerde düzenli yağmur alan, verimli topraklarda yetişir.
Kakao ağacı, yetişebilmesi için sıcak ve nemli iklime ihtiyaç duyar. 18-35ºC sıcaklık aralığı kakao ağacının yetişmesi için uygundur, ancak en uygun sıcaklık 40ºC ve optimum nem oranı da yaklaşık %100'dür.
Ağacın kaynağı konusunda farklı görüşler olmasına rağmen izi Venezuela, Honduras ve Meksika’nın tropik bölgelerine sürülebilir. Bazılarına göre özgün olarak Amazon yağmur ormanlarında, diğerlerine göre ise Meksika’da yetişmiştir. Her geçen gün daha güçlenen bilimsel kanıtlara göre, kakao ve çikolatanın gerçek beşiği Honduras’daki Ulua vadisidir.
Bugün ise kakao, ekvator etrafındaki dar bir kemer içinde olmakla birlikte küresel olarak ekilmekte; bunlar Afrika, Asya ve Latin Amerika’da bulunan yağmur ormanlarında özenle ekimi yapılan alanlardır. Theobromin adlı bir alkaloit eldesinde ve kakao yağı eldesinde kullanıldığı gibi, kakaonun tohumları da çikolata yapımında kullanılmaktadır.
Kakaonun ilk ekimini yapanlar, önce Mayalar sonra da Aztekler oldu ve ona "cacau" adını verdiler. "Xocoatl" denen ve koyu, acı ve baharatlı içeceğin içinde bulunan en önemli madde kakao idi. Tad ve karışım olarak günümüzde bildiğimiz çikolatadan çok farklıydı ve cenaze törenleri ile kutlamalar gibi özel günler için hazırlanırdı.



Kakao geleneksel olarak Aztekler tarafından su ve baharatla karışıtıralarak, özellikle dinsel ayinlerde kullanalan çikolata yapımında kulanılıyordu. İspanyol istilasından sonra Avrupa'ya getirilen kakao, süt ile karıştırılarak kullanılmaya başlandı ve kısa sürede popüler oldu. Kakao tozu zamanla kakao yağı ile karıştırılarak bugünkü ÇİKOLATA ortaya çıktı.
İlk kakao çiftlikleri 1550 yılları civarında İspanyol sömürgeciler tarafından Meksika'da ekilmeye başlandı. Acı meşrubatın tadını oradaki Avrupalıların damak tadına uyumlu hale getirmek için Oaxaca'da yaşayan bir grup rahibe tarifeye şeker kamışından elde edilmiş şeker, anason ve tarçın eklemeye başladılar. Bundan sonra çikolatanın çekiciliği Orta ve Latin Amerika'daki tüm sömürge nüfuzuna yayılmaya başladı.
Kakao çekirdekleri, Theobroma cacao ağacının tohumlarıdır. Her bir tohum 2 kotiledon (uç) ve kabuk içerisine tamamen saklanmış küçük bir embriyo bitkisinden oluşur.
Kotiledonlar, gelişmekte olan bitki için gıda maddesini depolarlar ve tohum çimlendiğinde bitkinin ilk iki yaprağını oluştururlar. Gıda depoları, kakao yağı olarak bilinen yağdan oluşur ve kuru tohumun ağırlıkça yaklaşık yarısı kadardır. Yağın miktarı, erime noktası ve sertliği gibi özellikleri kakaonun çeşidine ve çevresel koşullara bağlıdır.
Günümüzde çikolata ile birlikte kakao tozu ve yağı en faydalı besinlerdendir. Böğürtlen, ahududu, çilek, yabanmersini gibi meyveler ondan sonraki sırada yer alır.

Kakao, dünya çapında 70 bin kilometrekarenin üzerinde bir ekim alanına sahiptir. Üretimin % 40'ını gerçekleştiren Fildişi Sahilleri'ni, %15'er payları ile Gana ve Endonezya izlemektedir. Diğer kakao üreticileri, küçük miktarlarda olmakla beraber, Brezilya, Nijerya ve Kamerun'dur.
Kakao ağacının tohumları ya hemen ya da bir süre sonra mayanlandırılır ve ardından kurutulur. Böylece tohumun acı lezzeti kaybolur ve hoş bir koku meydana gelir. Bu taneler kavurulurak, un haline getirilip yağı alınır. Sonra yeniden öğütülerek, toz halindeki kakao elde edilir. Kakao, sütle karışıtırılıp içilir, ayrıca yağı alınmamış kakao tohumlarından çikolata yapılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder